Reklam
Reklam

Yozgat’ta Hayata Dokunan Çalışmalar Neden Yapılamaz -2-

Yayınlanma Tarihi : Google News
author

Savaş UYAR

(Dünden devam)

Peki, bu sadece bürokrasi, siyaset ve yerel yönetimlerin suçu mu, elbette ki hayır… Bu tür çalışmaların hedef kitlesinin de az suçu yoktur. Onlar da kendilerine lütfedilene rıza göstermenin ötesine geçip, gerçek manada hayatlarında değişim sağlayacak çalışmaları, projeleri talep etmemektedirler. Hatta fazlaca da bencildirler bu konuda. Benliklerinin ötesine geçip bir grup bilinci ile de hareket etmemektedirler.

-Yozgat’taki engelliler ve aileleri için bahse konu projeyi geliştirdiğimiz günlerde komşum olan bir engelli ile akşam vakti sohbet ederken bu projeden bahsettim. “Bana gönder bir okuyayım” dedi. Sohbet devam ederken ben telefondan linkini gönderdim.

Ertesi akşam yine bahçede sohbet imkanı yakalayınca sordum “Okudun mu akşam gönderdiklerimi, ne düşünüyorsun bu konuda? Diye sorunca;

“Açıkçası okumadan önce küçümsedim. ‘Engelli değil, ailesinde engelli yok. Ne bilir ki engelli olmayı, engelli ile yaşamayı da ortaya işe yarar ne koyacak’ diye ama okuyunca gördüm ki; bu tam da biz engellilerin ihtiyacı olan tesistir. Biliyor musun yıllar önce kaza geçirdiğimde benim doğru ve zamanında tedavi ile yürümem mümkündü. Ankara’ya gitmem gerekiyordu, çoğu zaman imkansızlıktan gidemedim. Hem gidemediğim için hem de Yozgat’ta böyle bir tesis olmadığı için ben tekerlekli sandalyeye mahkum kaldım ve bir daha yürüyemedim.”

-Yıl 2022 Temmuz ayı, telefonum çaldı. Tanıdık bir isim, doğuştan engelli çocuğu olan bir dostumuz. “Gazetede bir şey okudum, engelliler ile ilgili, oradaki Savaş sen misin?”

“Evet, o benim.”

Cevabımdan sonra yarım saat engellileri, engelli ailelerini, onların içinde bulundukları şartları ve önerdiğim projeyi konuştuk.

Her iki konuşmada da bu projenin engelliler ve aileleri için ne kadar önemli ve gerekli olduğunun altı bizzat engelli ve ailesi tarafından defalarca çiziliyor, gerçekleştirilmesi için çaba sarf etmekten geri durmamam isteniyordu.  

Bense bu konuda projeyi geliştirmek, finansal kaynağını bulmak, gönüllü danışmanlık yapmak ve basın yoluyla gündeme taşımanın ötesine geçilebilmesi için engelliler ve ailelerinin bu konuda talepte bulunmaları gerekliliğini, ulaşabildikleri ki; vali, belediye başkanı, milletvekiline onlar birkaç saniyede ulaşabilme imkanına sahiptiler, yetkili ve karar vericilere ulaşarak bu talebi ve ihtiyacı bizzat iletmelerini, bu talepte ısrarcı olmalarını defalarca söylüyordum.

Hatta birine şöyle demiştim “Engelliler haftası etkinlikleri için yarın sizi valiliğe çağırırlar, orada günün fotoğraf karesi olmak yerine bu talebi açıkça iletin. Bu sefer ciddi bir taleple çıkın karşılarına. Bu talepte ısrarcı olun. Takip edin.”

Birkaç hafta sonra o kişi engelliler günü kutlaması için makama davet edilenler arasındaydı. Ama gitmedi eşini gönderdi çocuğu ile beraber ve gitmediği için de “çok önemli olduğunu” söylediği projeyi/talebi iletmedi haliyle.

Ya diğer engellimiz… O da bugüne kadar elini bir kez olsun bu konu için telefonuna götürmedi Oysa “Yozgat’ta böyle bir tesis olmadığı için ben tekerlekli sandalyeye mahkum kaldım” derken zannetmiştik ki; kendisini bir başkasına ömür boyu muhtaç eden yoksunluğu başkaları yaşamasın diye gecesini gündüzüne katmasa da hiç olmazsa yöneticiler ve siyasiler nezdinde gündeme getirecekti… Olmadı.

 

Bu iki örnek de göstermektedir ki; suç/kabahat/yetersizlik sadece yöneticilerimizde değildir.

Bizatihi bizlerdedir de.

Biz, ne isteyeceğimizi çok iyi biliyoruz ancak bütün bu isteklerimiz ya meselenin özüne dokunmayan ve sorunu yaratan sebepleri / sorunu ortadan kaldıracak çözümleri içermemekte veya sadece kendi tekil dünyamızdaki küçük ihtiyaçların karşılanmasına dair olmaktadır.

Bilmediğimiz; gerçek sorunumuzun ne olduğudur. Kalıcı olarak sorunları çözüme kavuşturmaktır.

Bilmediğimiz; başkaları adına da iyilikler istemektir.

 

Yozgat’ta uluslararası finansal kaynakla hiçbir kurumumuzun kasasından bir kuruş dahi çıkmadan başarabileceğimiz projeleri yapmaktan da, kurumlar arası işbirliği sağlayarak Yozgat’ın sorunlarını çözmekten de, hatta bir kurumu bile olması gibi gerektiği gibi varlık amacına uygun çalıştırmaktan da bizi alıkoyan, son yazılarımızda zikrettiğimiz yaklaşımlardır.

Kocaeli’de bunun başarabilenlerle Yozgat’ta düşünemeyenlerin farkı, iki ilin sadece ekonomik düzeyi olmasa gerek.

Bu biraz kültür işi, medeniyet işi. Sosyo-ekonomik ve kültürel açıdan doygunluk işi. Bu biraz aidiyet şuuru, biz duygusu ve ortak kader anlayışı işi…

begendim
0
Begendim
bayildim
0
Bayildim
komik
0
Komik
begenmedim
0
Begenmedim
uzgunum
0
Uzgunum
sinirlendim
0
Sinirlendim

Yorum Gönder

Yorumlar