Reklam
Reklam

SONBAHAR SANCISI

Yayınlanma Tarihi : Google News
author

Erdoğan SAĞDIÇ

 

Sonbahar dediğin şey sadece ağaçların yaprak dökmesi değildir; insanın da içini dökmesidir. Yazın sahte neşesi, yapay telaşı bir anda çekilir, ortada çıplak gerçek kalır. Ve işte o an sancı başlar. Çürüyen yaprakların hışırtısında, kendi ömrünün döküldüğünü duyarsın. Ne kadar parlak renklere bürünürse bürünsün, sonbahar aslında ölümün makyajlı provasıdır.

 

Bu mevsim insanı susturur. Çünkü sonbahar, insanın kendini kandıramadığı zamandır. İlkbaharda umut satarsın, yazın hayaller peşinde koşarsın. Ama sonbahar geldiğinde bütün hesap defterin önüne düşer. O güne kadar ertelediğin pişmanlıkların, yüzüne yüzüne vurur. Kendine dönersin ama bulduğun şey iç açıcı değildir: eksik, yorgun, yarım bir insansındır.

 

Sonbahar sancısı, aslında hayata tutunamamanın sancısıdır. İçinde bir sıkışma, bir daralma, bir iç burkulması… Çünkü bilirsin ki her şeyin sonu vardır ve o son, sandığından daha yakındır. İnsan, yaprak gibi dalından düşeceğini bile bile hâlâ gurura, hırsa, boş övgülere sarılır. İşte asıl sancı da budur: kendini kandırmanın sancısı.

 

Ama sonbaharın adaletli bir yanı da vardır. Kimseyi kayırmaz, kimseye torpil geçmez. Çınarın yaprağı da düşer, sıradan bir otun yaprağı da. Renkler ne kadar gösterişli olursa olsun, sonu aynıdır: toprak. İnsan için de böyle değil midir? Statün, paran, şöhretin ne olursa olsun, sonunda yaprak gibi savrulacaksın. İşte bu çıplak hakikat, insanın içini yakar.

 

Sonbahar, sadece tabiatın değil, toplumun da aynasıdır aslında. Bir ülkenin çürümesini de en çok bu mevsimde fark edersin. Çıplak dallar gibi gerçeği gizleyemezsin. Herkesin sırtına yapışmış o boş, gösterişli maskeler düşer. Geriye kala kala yalnızca çıplaklık, yalnızca çürüme kalır.

 

İşte o yüzden sonbahar sancısı, basit bir mevsim hüznü değildir. Bu sancı, insanın ve toplumun çürümüşlüğünü yüzüne çarpan acımasız bir tokattır. Yaprakların sessiz çığlığında, aslında kendi sonunu duyarsın. Sonbahar, “düşeceksin” diye fısıldar. Ve bu fısıltıyı bastırmak için daha çok bağırır, daha çok eğlenir, daha çok unutur insan. Oysa sancı hep oradadır: sessiz, inatçı ve kaçınılmazdır.

begendim
1
Begendim
bayildim
0
Bayildim
komik
0
Komik
begenmedim
1
Begenmedim
uzgunum
0
Uzgunum
sinirlendim
0
Sinirlendim

Yorum Gönder

Yorumlar