Yozgat uzun yıllardır tarım ve hayvancılık potansiyeliyle övünüyor. Ancak vatandaşların aklında hâlâ aynı soru var: “Bu potansiyel, neden gözle görülür, elle tutulur bir marka değerine dönüşmedi?”
Yozgat uzun yıllardır tarım ve hayvancılık potansiyeliyle övünüyor. Ancak vatandaşların aklında hâlâ aynı soru var: “Bu potansiyel, neden gözle görülür, elle tutulur bir marka değerine dönüşmedi?”
Kısa süre önce açıklanan, birkaç kalemden oluşan teşvik paketiyle bin büyükbaş hayvan kapasiteli tesisler için vergi ve KDV muafiyetleri gündeme geldi. Ancak kamuoyunda bu tür teşviklerin gerçek yatırımcıya ne kadar ulaşacağı, üreticiye ne ölçüde fayda sağlayacağı tartışılıyor.
Yozgat’ın geçmişte gündeme gelen “İhtisas Hayvancılık Bölgesi” projesi ise adeta sessizce rafa kalktı. Oysa böyle bir proje, Yozgat’ın sadece kendi ihtiyacını karşılayan değil, bölgesine yön veren bir üretim merkezi olmasını sağlayabilirdi.
Vatandaşlar artık vaat değil, somut adımlar görmek istiyor. Yozgatlı çiftçi ve üretici şunları bekliyor:
• Markalaşma: Yozgat’ta üretilen ürünlerin katma değerli hale gelmesi, birer marka olarak ulusal pazarda yer bulması.
• Teşviklerin yaygınlaştırılması: Büyük yatırımlar kadar küçük üreticinin de desteklenmesi.
• Alım garantisi: Et, süt ve tahıl üreticisinin ürününe devlet veya özel sektör eliyle garanti verilmesi.
• İstihdam odaklı projeler: Genç nüfusu köyde tutacak, göçü önleyecek kalıcı yatırımlar.
Bir okuyucunun şu yorumu aslında her şeyi özetliyor: “Yozgat gerçekleri duymak istiyor.”
Artık beklenti, kâğıt üzerinde kalan teşvik paketleri değil; Yozgat’ın tarım ve hayvancılıkta Türkiye’ye örnek olacak kalıcı ve sürdürülebilir projelere imza atması.
Yorumlar